Köşe Yazıları

Haddini bildirin şu adama dersek…

Yok, bu da doğru bir ifade değil. TBMM, ona buna, onun bunun had bildirme yeri değildir. Sadece, CHP Grup Başkanı Engin Özkoç, “Şu kadına haddini bildirin” demiyor ki, kahır ekseriyet başta lider olmak üzere, bilinen siyasetçilerde öfkesini “Haddini bil” diye gösteriyor.

Tokat Milletvekili ve AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e yönelik yapılan bu sözlü saldırı, çok açık olarak söylüyorum ki, son derece nobran, sakil, pespaya, çirkin, muhatabın canını acıtıcı, kadını küçümseyici ve öfke dilinin doruk noktasıdır. Hatta, 20 yıl önceki bir hadiseyi yeniden hatırlamamıza sebep bir cümledir. Oysa, “Şu kadına haddini bildirin” ifadesi, anlam itibarıyla aynı olmasına karşın, sebep bakımından aynı değildir.

Bülent Ecevit, Refah Partisi Milletvekili Merve Kavakçının başörtüsüyle meclis genel kuruluna girmesine tahammül edememiş, doğrudan doğruya başörtülü bir kadına sözlü saldırı da bulunmuştu. CHP’li Engin Özkoç ise bu ifadeyi kullanırken, hedefinde başörtülü bir kadın değil, geçmişte hafızalara kazınmış bir fotoğraf hatırlatması üzerine sarf etti. AK Parti içerisinde, başı açık bir kadın da olsa, Engin Özkoç’un had bildirme cümlesini yine duyacaktık.

Yani mesele, Özlem Zengin’in başörtülü olması değil, mesele Zengin’in tarihimizde yer almış ve Türk Milleti için de utanç olabilecek bir fotoğraf hatırlatmasıdır.

Tokat Milletvekili Özlem Zengin, CHP’liler için kolay lokma bir siyasetçi değil. Özlem Hanım, hem bilgi birikimi, hem entelektüel kişiliği ve hem de siyasi tarihimizi çok iyi bilen bir siyasetçi olarak salt CHP’lilerin değil, bir çok siyasetçinin korkulu rüyasıdır.

Başlığa taşıdığım, “Haddini bildirin şu adama” dersek ifadesi, öylesine bir ifade değildir. Madem hafıza tazelemesi üzerinden gidiyoruz, bende size bir hatırlatma da bulunayım. Tarih, 2 Şubat 2013’tür. TBMM Genel Kurulundayız. AK Parti Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam, bu tarihte oturumu yönetmektedir. Meclis Genel Kurulu’nda AK Partinin çalışma saatlerini yeniden düzenlemeyi içeren grup önerisi okunmadan tartışmalara neden olur. .

Muhalefet partilerinin grup başkanvekilleri önergenin görüşülemeyeceğini savundu. Söz alan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in İçtüzük ile ilgili teklifinin sonucuyla ilgili komisyon raporunda net bir bilgi olmadığı yönünde değerlendirmeler yaptı.

Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam, “Usul tartışması açın öyle görüşelim” diyerek AK Partinin önergesini okutmak istedi. Hamzaçebi’nin devam etmesi üzerine, Sağlam, “Ama ne kadar süre konuşacaksınız. Yani müsaade ederseniz bir süresi olmalı. Söylediniz. Kanun görüşülmesine başlanır usul tartışması açın orada konuşalım, böyle olmaz” der.

Sağlam’ın Hamzaçebi ile konuşurken “Bakınız müsaade buyurun” dedikten sonra “Şu adamlarınıza da oturun deyin, lütfen” sözlerini sarf eder. CHP’li Milletvekillerinden “Adam değil milletvekili” tepkileri gelir. Sağlam “milletvekili, neyse” diye konuşmasına devam etmek ister. “Hepiniz birden konuşamazsınız” diye çıkışan Sağlam tepkilerin dinmemesi üzerine, “Ayıp mı adam lafı yani” der. Milletvekilleri Sağlam’ın sözlerini geri almasını isterler. “Geri alınacak bir söz değil ki” diyen Sağlam, “Ne anladınız adam dememden anlamadım” der.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, “Bana adam diyemezsiniz” diye bağırınca, Sağlam “Ne diyeceğim. Ya milletvekili adam değil mi. O anlamda söylemedim. Milletvekilisiniz eyvallah. Arkadaşlarınıza demek istedim hepsi o kadar” dedi.

Hatırladınız değil mi? CHP’li Tanal ile Hamzaçebi, Meclis Başkanvekili Sağlam’a, “Bize adam diyemezsiniz” diye bağırıyorlardı.

O sebeple, “Bu adama haddini bildirin” ifadesinin “Adamlık” kısmına itirazları olur diye düşündüm.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: