Köşe YazılarıTokat'dan Güncel Haberler

YENİ AKIM MEDYA

Bu kavramı ete kemiğe büründüren gazeteci Cüneyt Özdemir’dir. Aslında, bütün dünya bu yeni olguyla nasıl başedeceğini bulabilmiş değil. Hala, bu konunun hipotezi üzerinden çalışıyorlar. Nasıl bir yasal çerçeve olması gerekliliği üzerine siyasiler kafa yoruyor.

Bu yeni akım ve moda tabirle Z Kuşağına nasıl bir çeki düzen verileceğine ilişkin adeta programlar zinciri oluşturuluyor. Öteden beri, toplumun ilgisini çekecek olay, mekanı bir köyde olsa Ana Akım Medyada haber olabiliyor. Djital dünyayla birlikte alan genişledi. Dolayısıyla rekabette çeşitlenip çoğaldı. Mesela, ajans muhabirlerinin rekabet etmek zorunda kaldığı/kalacağı kişiler, neredeyse yüksek teknoloji ürünü telefonu olan herkestir.

Evet, yeni bir dünya kuruluyor. Sosyal mecra bu dijital dünyanın en önemli argümanıdır. Medya, gazetecilik, televizyonculuk ve yazarlık sil baştan yeniden tanımlanıyor. Ellerinde mikrofon ve fotoğraf makinesi olanlarla birlikte, elinde telefonları olanlar ciddi bir rekabete girdiler. Belki biraz abartı olacak ama, bu dijital dünyaya direnenler de, çok yakın zamanda bu gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaklar.

Artık eski usül diyebileceğimiz gazetecilik anlayışı, yerini yeni anlayışta ki sosyal medyaya bırakıyor. Ana Akım Medyada ölçülebilirlik çok sağlıklı değildi. Televizyonların izlenme/reytingi ile bir yazarın okunurluk oranını ölçümlenmesine hep şüpheyle bakılmıştı. Oysa, Yeni Akım Medyada bu ölçüm biraz daha rasyoneldir. Elbette, sosyal mecralarda da bir takım gerçek dışı sonuçlarda olabiliyor. Ama bir sosyal medyadaki anlık izlenmeler hemen tespit edilebiliyor.

Tokat’ta valinin, belediye başkanın ya da siyasetçinin icraatı, açıklaması, konuşması bir anda dünyanın herhangi bir noktasına ulaşabiliyor. Bunun için bir uyduya, antene filanda gerek yok. Klasik yayıncılıkta, özellikle yerel de eline mikrofon alan televizyoncu, omzuna fotoğraf makinesi asanda gazeteci olabiliyor. Yani düğün çalgıcısıyken eline mikrofon alarak televizyoncu olabiliyor, taşeron inşaat işi yaparken gazeteci olmakta mümkündü.

Yerel basında yıllarca “gazeteci” olarak çalışmış nice insan, haber formatını bilmeden ve öğrenmeden emekli olduğuna çok şahit oldum. Bu mesleğin en temel şartı imla kuralı olmasına rağmen, nokta ve virgülü nereye koyacağını bilmeyen gazeteciler, konuştuklarında mangalda kül bırakmazlar.

Ancak, djital dünyanın haşarı alanı sosyal mecralar da, şuana kadar gösterdikleri performansa göre, hiçte masum değildir. Ve bütün dünya da Yeni Akım Medyaya yasal çerçeve için ciddi efor sarf ediliyor. En son olaylardan birisi, Bakan Albayrak’ın eşi Esra Hanım ve yeni doğan bebeğine ilişkin o çirkin paylaşımlar. Paylaşımı yapanların bir kısmı tespit edilerek tutuklandılar. Ne yazık ki, bu tutuklamaya karşı çıkıp, özgürlük ve demokrasi güzellemesi yapanlar var. Bunları iyi niyetli olarak kabul etmek mümkün değildir.

Özetle, dünya bir dijital yöne doğru akıyor. Siyasilerin ilk aklına gelen kontrol etmek. Oysa, kontrol etmek yerine ilkesel yasal kurallar üzerine çalışılmalıdır. Bu konuda da AK Parti’nin önemli çalışmaları var. Diğer siyasi partilerin henüz bu mevzuyu anlayabildiklerini sanmıyorum. Keşke anlasalardı…

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: