Köşe YazılarıTokat'dan Güncel Haberler

AYASOFYA BİR SEMBOLDÜR

24 Kasım 1934 tarihli bakanlar kurulu kararıyla müzeye çevrilen Ayasofya bir Selahattin camisi değildir. Danıştay 10. Dairesi bugün kararını vererek, söz konusu bakanlar kurulu kararını iptal etti. İyi de oldu.
Ayasofya’nın önemi, İstanbul fethi ve bir çağın kapanıp bir çağın açılmasının sembolü olmasından kaynaklanıyor. Yunan başpiskoposunun son açıklaması, Türk Milletinin iyi niyet ve hoşgörüsünü korkaklık olarak algılamasından başka birşey değildi. Bu pervasız ve yürek yemiş kişilere özgü kaypak cesaret gösterilerine bir cevap olmak için bile Ayasofya’nın cami işlevine döndürülmesi elzemdi. Çünkü, korkaklar cesaret blöfleri, söz ve klavye babalanmaları, kalabalık ortamlarda kavga girişimleriyle bilinir.
Ölenler ve yok olanlara bakın, teke tek karşılaştıklarında ki sonuçları çok hazin olmuştur. Nitekim, Yunan siyasetçi ve din adamlarının tutumları da farklı değildir. Reisin sesli öksürmesini dahi tehdit ve şamar vurma olarak algıladılar. Bu kof kabadayılıklar, gerçekle yüzleşince yerini yalvarmaya bırakır.
Ayasofya, bir camiden daha çok bir fetih sembolü olarak mühimdir. Vatan, bayrak, eğemenlik, devlet olmakta böyle bir şeydir. Bu değerleri yok saymak ya da önemsiz gibi algılamak, yukarda saydığım moral değerlerimizden uzak anlayışların ürünüdür.
Yoksa, gerçek şu ki Ayasofya bölgesinde cemaatin kalabalıklığı yüzünden bir ihtiyaç söz konusu değildir. Tam karşısındaki muhteşem Sultanahmet camii, vakitleri 2-3 safı geçmeyen bir cemaatle eda ediyor. Mesele bu değil.
Ayasofya’nın adı dahi Türk-İslam adlarıyla uyuşmaz. Bu bir sol yanımızın sızısıydı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın milli ve kararlı duruşuyla bir kez daha Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunu dosta- düşmana göstermiştir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: