Köşe YazılarıTokat'dan Güncel Haberler

KAFASI KARIŞIK

Muharrem İnce’yi diyorum. Bugün ki basın toplantısını izledim.

Belli ki, CHP’nin trolleri etkili olmuş. Derdin parti kurmak değilse, bin günde memleket hareketiyle ne yapacaksın?

Kendin tam olarak ikna olamadıysan, bin günün sonunda ikna mı olacaksın? Muharrem İnce, basın toplantısında gah Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, gah CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu eleştirip durdu.

Biraz da ana kademe medyaya, “avucunuzu yalarsınız” demeye getiren cümleler kurdu. İki bölümden oluşan basın toplantısı sonrasında..

Bir: Hiçbir şey söylemedi.
İki: Tam söyleyecek oldu, kimsenin hatırı kalmasın babından, Cumhurbaşkanı, Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimine verdi veriştirdi.
Üç: Çıkış noktasının, 50+1 olduğunu ama parti kurmak gibi bir hedefinin olmadığını..
Dört:Belki de bu bin gün memleket yürüyüşünden sonra parti kurabilirmiş..
Beş: Parti kurarsa eğer, bu CHP’yi bölmek için değil, güçlendirmek için olabilirmiş.
Altı: Mustafa Kemal Atatürk yaptıysa kendisi niye yapmasınmış. Nitekim, bu memleket yürüyüşünü Sivas’tan başlatarak, ne kadar Atatürkçü olduğunu gösterecekmiş. Malum, Atatürk Sivas Kongresini yapmıştı.

19 Mayıs 1919 Samsun’a çıkışta güme gitti ama, olsun.

Bir kere, Muharrem İnce bir öğretmendir. Zaten, Atatürkte başöğretmen değil miydi? Gördünüz mü ortak noktayı?

Örneklerde veriyor Muharrem Bey… Mesela diyor ki, “CHP’nin ikinci genel başkanı İsmet İnönü bir hafta süren kurultayları sonuna kadar takip eder, konuşmacıları dinlerdi.”

İsmet Paşa, CHP genel başkanı olduğunda aynı zamanda Cumhurbaşkanı da olmuştu. Tam 12 yıl sürdü. CHP genel başkanlığı toplam 34 yıldır. Atatürk döneminde ki başbakanlığını saymazsak, 60 darbesinden sonra darbecilerin güdümünde 4 yıl kadar da başbakanlık yaptı. Başbakanlığı döneminde bir çok kez darbe teşebbüsü oldu. İkisinin başındaki Albay Talat Aydemirdir. Hiçbirisin de net bir tavrı olmadı.

Cumhurbaşkanlığı ve genel başkanlığı döneminde, Dr. Fahrettin Kerim Gökay’ı, İstanbul’a hem vali, hem belediye başkanı, hem de CHP il başkanı olarak atadı..

Bitmedi, 60 darbesi sonrasında bu şahsı önce milletvekili, sonra kurduğu kabineler de sağlık ve imar bakanı yaptı. Aynı zamanda Dr. Fahrettin Kerim Gökay, İsmet Paşa’nın özel doktorlarındandı.

Yakın tarihimize ilişkin, merhum Bülent Ecevit ile ilgili örnek doğrudur. Ecevit hem demokrat, hem de milli bir adamdı. Meclisteki başörtülü Merve Kavakçı tepkisini hala anlamış değilim. Belki de, öyle tavır için bir baskı vardı. Çünkü askeri vesayet, o vakitler siyasetin tam da merkezindeydi. Talimat ve emir veriyorlardı…

Velhasıl, toplumdaki Muharrem İnce bitmiştir. Sol jargon merhum Ecevitten sonra umut ve alternatif olmaktan çıkmıştır.

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: