Köşe Yazıları

ANADOLU BASINININ KALEMİ KIRILDI…

Bunca çaba, bunca brifing, bunca dosya ve rapor bir fayda vermedi. Aylar öncesinden başlayan “Yargı Reformu” paketi içerisinde yer alacak ve yerel gazetelerin idam fermanı anlamına gelen yasa maddeleri üzerine bilgilendirme maratonu, ne yazık ki sağır duvarlara tosladı. 

Milli Mücadele döneminde “mütareke basınının” tam karşısındaki Anadolu’da yayınlanmakta olan yerel gazeteler “milli ve yerli” duruşundan taviz vermeyerek katkı sunmuştu. Gel gör ki, bugün Anadolu Basını için reva görülen, hatta bile-isteye kalemini kırmak üzerine bir anlayışla uygulamaya konulan yeni koşullar, ne yazık ki sonun başlangıcıdır. 

CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygün’ün TBMM’ne verdiği “yerel basına destek” paketi araştırma önergesi siyasi partilerin grup başkanvekillerinin söz alarak basına destek olunması yönündeki konuşmalarının ardından yapılan oylamada MHP ve AK Partinin red oylarıyla kabul edilmedi. CHP, İYİ parti ve HDP’ den destek gören öneri, MHP grup başkanvekili Erkan Akçay’ın basına destek konuşmasının ardından her ne kadar kabul görecek nitelikte olsa da oylamaya geçildiğinde Ak Parti ile birlikte MHP’de araştırma önergesine ret oyu vererek Anadolu Basınını bir kez daha hüsrana uğrattı.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca “Anadolu Basınını yok etmek istiyorlar” dedi, TGF Genel Başkanı Karaca konu ile ilgili şu görüşlere yer verdi.

“Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz en çok Anadolu basınını vurmuştur. Bugün yerel medya can çekişmektedir. Halkın haber alma özgürlüğü adeta hiçe sayılarak, yasalaştırılmayan ve kontrol edilemeyen internet medyası ve sosyal medya gerçek habercilik yapan büyük bir kısım fikir işçisinin işsiz kalmasına sebebiyet vermektedir.

TBMM’sinin son oturumunda basının sorunları ile ilgili verilen araştırma önergesinin ret edilmesi Anadolu Basınını hüsrana uğratmıştır. BİK kayıtlarına göre halen resmi ilan alan 1000 civarında yerel gazete mevcut olup, kapanan gazete sayıları hızla artmakta bu nedenle birçok fikir işçisi işsiz kalmakta, basın da işsizlik çığ gibi büyümektedir. 

Ekonomik zorluklar yaşayan Anadolu basını adeta cayır cayır yanıyor. Son 3 yılda kapanan gazete sayısı 1000’in üzerinde. Bu yıl kapanacak gazete sayısı 250’yi bulacak. Son olarak, Türkiye’nin en büyük şehir gazetesi Olay’ ın kapanacağı haberi morallerimizi sıfıra düşürdü. Yıllardır haykırıyoruz ancak sesimizi duymak istemiyorlar. Bir kez daha iktidar partisi ve ortağına çağrıda bulunuyoruz. Bu tutumunuz Anadolu basınının bitmesine neden olacaktır. Son kez bir değerlendirme yaparak sorunun çözümü noktasında gereğinin yapılmasını bekliyoruz”

TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca’nın Anadolu’da ki yerel gazetelerin durumunu bugün söylemiyor. Bu göreve geldiği ilk günden bu yana her ortamda, dile getiriyor. Ne yazık ki, halkın, ülkenin ve moral değerlerimizin sesi olan Anadolu Basını, kendi sorunları konusun da “kısık sesler” oldu. 

Basındaki tek ses ve tek tip anlayışı, eski siyasi retorikleri aratır oldu. Özgür toplum, özgür birey ve özgür basının aynı zamanda demokratik ülke tanımının en temel kavramları olduğu ıskalandı. TGF Genel Başkan ve yönetiminin ne TBMM Başkanını, nede bütün partilerin üst düzey kurmaylarını ziyaret edip, Anadolu Basınına dair verilen bilgilendirme raporları işe yaramadı. 

Belli ki, duvarlara konuştuk. Belli ki, bizleri kilit kulaklar dinlemiş, Belli ki, baştan belli olan niyetlerinden dolayı TGF’nin ziyaret ringini usulen kabul etmişler. Oysa, halkın öğrenme özgürlüğü ve medyanın eleştirel yaklaşımı, hem mevcut iktidarı güçlendirip, yapılan hatalar vahim sonuçlara ulaşmadan dönüş imkanı sağlar, hem de demokrasimiz güçlenerek gelişir. Bunu ayırt edemeyen siyasi anlayış ve yaklaşım; “Padişahım çok yaşa” nidalarıyla, ülkedeki yanlış gidişatın farkına dahi varamaz. 

Dünkü TBMM oturumunda AK Parti ve MHP’nin soru önergesine red oyu vermesini anlamakta güçlük çekiyorum. Yerel basının sorunlarını konuşmaktan kaçınan bir yaklaşım ve tutumu hafsalam almıyor. Özellikle, Anadolu’daki yerel basının içinde bulunduğu “Ölüm-kalım mücadelesinde” iktidarın duyarsızlığı, umursamaz tavrı ve daha da kötüsü, yerel gazeteleri bitirmek üzere attığı adımları büyük bir şaşkınlıkla izliyorum. Bu düşmanlık niye, bu öfke neden? 

Anadolu Medyası, kartel ve tröst şirketlerin çıkardığı gazete ve televizyonlar gibi değildir. Kar marjlarına bakın, sıradan bir bakkalın yaptığı kazancı dahi yoktur. Ama, 6 kişilik asgari kadronun, matbaacının sigortasını yatırır, vergisini ve maaşlarını öder. Resmi ilan hak edişi içinde, birde maliyeden “borcu yoktur” varakasını alıp, öyle ilan parasını tahsil etmiş olur. 

Söyleyin, siz neyin peşindesiniz Allah aşkına? Anadolu Basınının kalemini kırıp, kepenklerini kapattırıp, gazeteci emekçileri işsiz bıraktıktan sonra, siz nasıl bir fantezi kuruyorsunuz?  

Cemal İncesoyluer

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: