Köşe YazılarıTokat'dan Güncel Haberler

ABD YENİ TÜRKİYE’YE HAZIR MI?

Aslında, Kübra Par köşesinde bu soruyu şöyle sordu: Biden, Erdoğan’a hazır mı?

Belki, doğru soru da budur. Ancak, Erdoğan’ın yeni doktrin ve dış politikası, “15 Temmuz 2016” tarihiyle makas değiştirdi. Cumhur İttifakının ortak belirlediği yeni bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adıyla maruf bir anlayışla, doğal olarak genelde dış politika, özel de ise, ABD’ye bakış tamamen değişti.

 

FETÖ’nün elebaşısı Gülen hala ABD’nin Pensilvanya eyaletindeki geniş arazili malikanesinde yaşıyor. Üstelik, FETÖ elebaşıyla ilgili ABD ile Türkiye arasında ciddi sorunlar yaşandı, yaşanıyor. Kaderin cilvesine bak ki, Türkiye’nin resmi olarak istediği FETÖ’nün yaşadığı Pensilvanya’da Trump kaybetti. Oysa, ABD medyasına göre bu eyalet Trump’un kalelerinden birisiydi.

 

Joe Biden, değişik bir siyasetçi. 8 yıl başkan Obama’nın yardımcılığını yaptı. Hatırlarsanız, bu süre içerisinde Türkiye’yi kandırıp, oyalamayı başarmış politikanın altındaki imza görünür de Obama ama, aslında Joe Biden’dir.

 

Donald Trump, daha net, daha dangalak, daha açık, daha ortadadır. Tamam, sabah kalktığında ne tür çam devireceği kestirilmese bile, ince siyaset ve oyun kurucu bir politikacı profili yoktu. Üstelik, meselelere biraz da tacir hassasiyeti içerisinde ve dolar zaviyesinden bakıyordu. Sisi onun ürünü, Selman onun dostudur. Bu ikisinin ortak bir noktası yoktur. Ancak, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi zayıf ve yönetilebilir bir tiptir. Buna karşın Suudi Arabistan Veliahtı da varsıl bir adamdır. Ticari olarak oğul ve damadının da iş ortağıdır.

 

Bu iki kişi ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açık düşman olan Joe Biden, bu garez ve hasımlığını da saklamamış, seçim süreci içerisinde izhar etmişti. Hatta, muhalefet parti liderlerine, “Hep birlikte olup Erdoğan’ı devirelim” demişti. O sebeple, Erdoğan ve hükümet sessizce Turump’un kazanmasını istiyordu. Görünen o ki, bu mümkün olmayacak.

 

Diyelim ki, ABD Başkanı Joe Biden oldu. Ne olur o vakit? İnanın hiçbir şey olmaz. Çünkü, ABD’ de işler ve politikalar, başkan değişimiyle değişmiyor. Paydaşlar o kadar çok ki, buna rağmen ABD başkanları kendilerine güçlü başkan süsü nasıl verebiliyor, hala çözemem.

 

Pentagon başta olmak üzere, kongre, temsilciler meclisi, senato, CIA, FBI, tröstler, ABD merkez bankasının büyük ortakları, lobiler derken, ABD başkanı kim olursa olsun, büyük koslisyonu parçası olmak durumunda kalıyor.

 

Gelelim Türkiye’ye, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’a. Öncelikle, Biden’in başkan yardımcısı olduğu dönemdeki bir Türkiye yok. Tam tersi, ekonomik bağımlılığını ABD ve AB ülkeleriyle en asgariye indirmek isteyen bir Türkiye var. Üstelik, yeni Türkiye’nin bir çok alanda dünyaca kabul edilmiş başarıları var. Tam bağımsızlık hedefindeki bir Türkiye ile ABD ilişkilerini bence Joe Biden bir kez daha düşünse iyi olur.

 

Emperyal güçleri en çok rahatsız eden, tam bağımsızlık hedefini her alanda belirlemiş ülkelerdir. Bunların en başında da Türkiye geliyor. Bundan sonra, ABD ve AB ülkeleri düşünsün, Türkiye’nin rotası belli.

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: