Köşe Yazıları

Ve şimdi de AK Parti’de neler oluyor?

Aslında, olan biten bir şey yok. Bir makamı bırakan da, bırakılan makama gelen de, AK Parti’de “itaat ve biat” kriterine tam manasıyla uyar. Küsüp giderse, yeniden geri dönüşü imkansız düzeyinde zor olur. AK Partinin hafızası, bu tür med cezirleri affetmez.

AK Partinin bir lider partisi olduğu doğrudur. Tıpkı, ANAP ve DYP’de olduğu gibi. Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül ile Ali Babacan ikilisinin partileşme sürecinde olmalarına sebepte, Türkiye’deki siyasal tecrübemizden kaynaklanıyor. Lider ile birlikte var olan siyasi oluşumun, liderin bir şekilde siyaset sahnesinden çekilmesiyle o partinin biteceği düşünülüyor. Bunun yakın tarih örneklerini de yazdım. Ancak, bazı şeylerin de ıskalanmaması gerekiyor.

Mesela, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 4 yaş büyük olduğu, Mesela Kılıçdaroğlu’nun da aynı kuşak yaşa sahip olduğu, MHP Liderinin 70’li yaşlara ulaştığı, Babacan ekibinin A Takımında bulunan Beşir Atalay’ın 70’li yaşlarda seyrettiği…

ANAP’ın genel başkanlarından Mesut Yılmaz’ın Türk siyaset tarihine geçmiş bir tavrı vardı: Tavırsızlık ve rakiplerinin yanlış yapmasını beklemek…

Oysa siyaset yaşayan ve üreten bir organizasyondur. Üretmezsen, oy almak istediğin toplumun hafızasında kalıcı olabilecek söz ve icraatın yoksa, siyaset arenasında unutulur gidersin. Merhum Erbakan, Demirel, Türkeş ve Ecevit neden unutulmuyor? Bu ülkede darbe yapıp, kumpas bir sistemle %92 oy alıp cumhurbaşkanı olan darbeci general Kenan Evren’i hatırlayan var mı?

Tokat ölçeğinde AK Parti ne yapıyor ya da ne yapacak? İstifa ettirilen Merkez İlçe Başkanı Ahmet Öztürk geçen hafta bir grup yakın arkadaşlarıyla AK Parti genel merkezine gitti. Muhtemelen, AK Parti İl Başkanı Metin Polat ve yönetimiyle ilgili karşı dosya atağı yaptı. Bu benim tahminimdir. Ahmet Öztürk, AK Parti Merkez İlçe Başkanlığına geldiğinde toplumsal bir kabul gördü. Peki, istifa ettiğinde gerek medyada, gerekse sosyal mecrada yanında olabilecek tek bir cümleye rastladınız mı?

İnsanlar biraz da kendini çek etmelidir. Hep söyleyip duruyorum, muktedir bir makamda olupta kılıncının iki tarafı kesenler, ne yazık ki etrafına kurulan dar bir ağın içerisinden çıkamıyorlar. Sanıyorlar ki, bulundukları makamda ilelebet kalacaklar. Dünya gerçeğinin bu olmadığını her nedense unutuyorlar. Kalamıyorlar. Sonra da, o muktedir makama geldikten sonra, bir dost selamı vefası içerisindeki insanlara selam vermekten imtina edinenler, o makamdan düşünce tekrar o dost selamını arar oluyorlar. Bulamazlar, bulamayacaklar…

Siyasette de, toplumsal hayatımızda da esas olan insan biriktirmektir. Bunu yapamayanların ne siyasi yaşamı, nede sosyal hayatlarında ki yalnızlıkları kaçınılmazdır.

2020 yılında AK Parti’de de bir kongre süreci yaşanacak. Haziran ayında ise, olağan büyük kongresini gerçekleştirecek. Bu süreç içerisinde, kimilerinin beklediği gibi öyle depremler filan olmayacak. Teşkilat, denge ve uzlaşmanın orta yolunu bulup, mevcut başkan Metin Polat ile devam diyecek. İlçelerden, belki 3 tane mevcut başkan ve yönetimine bir dönem daha hak tanınacak. Diğerleri sil baştan değiştirilip, yeni isimlerle yola devam edilecek.

AK Parti her ne kadar bir lider partisi olsa dahi, kurumsallaşmayı başardı. İstişare sistemi, hemen hemen hiçbir parti de olmadığı kadar etkindir. Liderle istişare buluşmaları, hem teşkilatı hem de parti tabanını diri tutmaya yarıyor. Siyasetin ustası Recep Tayyip Erdoğan, 2023 hedefine kilitlenmiş bir fotoğraf veriyor ama, 2020 yılının ekim ayında bir erken seçimde yapabilir.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: