Ahhh bu dış güçler, memleketin ahlakını bile bozdular…
Memlekette kime sorsan kendisi hariç hep dış güçler suçlu!
Kendisi sütten çıkmış ak kaşık.
Kardeşim ne dış güçleri? Kendi ahlakımızı kendimiz bozuyoruz.
Sosyal ahlak denen bir olgu kalmadı memlekette…
Memleket olarak dolandırıcılığın, üçkağıtçılığı, ahlaksızlığın, yalakalığın adını “uyanıklık” koyduk.
Bir kimse bir mevkiye gelsin de nasıl gelirse gelsin, kimsenin umurunda değil.
İşini düzgün yapıp da az kazanırsan; “safsın”
Üçkağıtçılık yapıp yada başkalarının emeğini çalıp da iyi bir yerlere gelirsen; “işini biliyor, çok uyanık insan.”
Eskiden bir olgu vardı; bir kimse kötü bir iş yapar da millet bunu bilirse bırak konuşmayı selam dahi vermezdi! Hal böyle olunca kötü işler yapacak kişilerde mahalle baskısından çekinir yapamazlardı. Adım lekelenecek diye birçok kimse fena işlere kalkışamazdı.
Dışlanırdı o kişiler.
İşini ehliyle yapmayanlara başta halk tepkisini topluca gösterirdi, şimdilerde iş değişti; yap da nasıl yaparsan yap…
Bırak selam vermemeyi “gel hele bi otur nasıl yaptın anlat da dinleyelim” denir hale geldi. Çocuklarımıza iyiliği değil; “kazanda nasıl kazanırsan kazanı” öğretir durumdayız…
Önceden Yeşilçam filmlerinde bile insanlık öğretirlerdi, aile bütünlüğü öğretirlerdi, saflığı, temizliği överlerdi; şimdilerde dizilerin konusu “kim kiminle aynı yatağa girecek” oldu.
Önceden Yeşilçam’da “alın teri ile kazanılan para mutluluk verir” denilirdi; şimdi ki dizilerde nereden kazanıldığı belli olmayan lüx yaşamlar içindeki ahlaksız insanlar ön planda.
Dış güçler bizle niye uğraşsın kardeşim zaten biz kendi kendimizi bitiriyoruz!
Birkan Demirci
