Köşe Yazıları

Ne yapsam olmuyor…

Türk Milletinin 7’den 77’ye şair olduğu memlekette, benim beceriksizliğim apaçık sırıtıyor. Tokat özelinde ise, şiir ve şair adeta herkesin yüreğinde ete kemiğe bürünmüş halde kendini gösterir. Aslında şiir yazmakta, şair olabilmekte zor zenaattır.

Tokat’ı tarif ederken, “Alimler, fazıllar, şairler yurdu” der Evliya Çelebi. Gerçekten de öyledir. Tokat tarihinin bütün evrelerinde namlı şairleri bir anıt gibi temaşa ederiz. Onların dizeleriyle hayat bulur, Onların sözleriyle geçmişi hatırlar, Onların mısralarıyla geleceğe dair umutlarımız yeşerir.

Mustafa Yıldız’da bunlardan birisidir. Reşadiyelidir. Dün, Tokat Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi ve Reşadiye Temsilcimiz İsmail Avşar’la bir ziyarette bulundular. Mustafa Yıldız’ın yeni fırından çıkmış “Gönülden Dökülenler” isimli şiir kitabını hediye ettiler. Dize dize, mısra mısra mutlu oldum. Bunca sözün kafiyeyle söylenmiş olması, beni hep etkilemiştir. Yazının başında dediğim gibi, bir yazı adamı olarak neden şiir yazamıyorum, hala anlayabilmiş değilim.

Oysa, gençliğim şiir okumakla geçti. Nazım Hikmetten, Necip Fazıldan, Sezai Karakoçtan, Kul Himmetten, Murathan Mungandan, İbrahim Tenekeciden, Murat Menteşten… uzan geriye, Yahya Kemalden, Mehmet Akiften, Pir Sultandan, Sümmaniden, Fakirullahtan…

Şiiri seviyorum, okumayı da. Lakin yazamıyorum. İşte Mustafa Yıldız kardeşim, kadim Reşadiye’den imbik ve süzgeçten geçirdiği dizeleriyle bizi aşktan aşka savuruyor, dünden bugüne getiriyor ve umutlarımızı sulayıp, serpiliyor. Bugün de Tokat’ta şairlerimiz var, utangaç, mistik ve didaktik. İşte Hasan Akar, Mustafa Uçurum, Ali Bal, Mahmut Hasgül, Mehmet Emin Ulu, Turan Yalçın, Kemal Vanlı, Remzi Zengin, Hatice Toprak, Rasim Yılmaz…

Bunlar Tokat’ın zenginlikleri ve değerleri olarak zamanımıza ışık tutan birer Süreyya Yıldızıdır. Kültür ve sanatımızın anıt isimleridir. Köhne geleneğimiz, bunlar hayattayken değer kıratları kendilerine teslim edilmez. Ne zaman ki bu hayatla bağları kesilir, değerleri de o zaman anlaşılır. Oysa asıl olan, varken, soluk alırken, yanı başımızdayken Onların değerini bilmektir. Bunu yapamıyoruz, yapmıyoruz nedense. Bir adım geriye çekilip, yukarda saydığım bu anıt isimlere şöyle bir baksak, inan değerini de anlarız, zihnimize kümelenmiş değer yargılarımızdan da kurtuluruz.

Her bir ismin Tokat için özel bir değeri ve özel bir anlamı var. Mustafa Yıldız’ın “Gönülden Dökülenler” şiir kitabı, gündelik hayatımızdan sıyrılıp, gönül dünyamızın labirentlerinde gezinmemizi sağlıyor. Okudukça, yaşama sevincinin tadı bir başka alıyoruz.

Lütfen, bu değerlerimizi yalnız bırakmayın.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: