Köşe YazılarıTokat'dan Güncel Haberler

MEDYANIN GÜCÜ ÇOKLUKTA MI?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir konuşmasında Türk Medyasının alt yapısının olmasına rağmen, seslerinin dünyaya duyurulmadığına ilişkin sitemini dile getirdi.

Evet doğru, medyanın yüzde 90’ı AK Parti iktidarı yanlısı ama, etki alanı ancak yüzde 10’a tekabül ediyor. Bir kaç sosyal mecra, kişisel webtv dahi, aklınıza gelen medya kuruluşlarından daha çok izleniyor, haber portalları daha çok takip ediliyor. Markalaşmış, kurumsallaşmış, sokakta insanlara sorduğunuz da ilk akla gelip söylenen televizyon ve gazeteler, ne yazık ki bu popüleratilerine uygun ve paralel bir etki alanlarına sahip değil.

Bırakın sesimizi dünyaya duyurmayı, Türkiye’de dahi bir algı aracı olamıyorlar. Geçen hafta sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Karadeniz Sakarya Bölgesinde yeni gaz rezervini açıklamasını Fatih Sismik Araştırma gemisinde yapmasını dahi, toplumsal satın alma başarısı sağlanamadı. Oysa, ülke için önemli bir ekonomik konuydu. Kimse merak etmedi, malum adı büyük etki alanı küçük tvlerde merak uyandıracak bir tartışma program organizasyonu dahi yapılmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’ye yük olmaya başlayan Turkuaz ile Demirören Medya Grupları, Anadolu’daki gazete, haber siteleri ve yerel webtvleri kadar dahi toplumsal etkileri yok. Öyle ki, artık insanlar aralarında şöyle şakalaşıyor, “Dövizi atv’den alıp, foxtv’ye satmak gerek.” Bunu neden söylüyorlar? Her iki kanalda gerçekçi değil. Foxtv, ülkede iyi hiçbir şey yok derken, Ahaber de kötü hiçbir şey yok diyor. Dolayısıyla, her iki kanala da aslında toplumun zerre kadar güveni yok.

Nedense, hiçbir siyasi parti Anadolu basınına yeterince önem ve değer vermedi. Büyük kaynakları, şişirilmiş trajlı gazeteler ile hayali reytingi abartılmış televizyonlara aktarıldı. Oysa, Anadolu basını, bulunduğu şehirlerde yaygın gazetelerden daha çok traja sahip yerel gazeteler bulunmaktadır. Başta hemşericilik ve yerlilik hassasiyetiyle yerel televizyonların özellikle haber programları daha çok izlenmektedir. Partilerimizin genel merkezleri ne yazık ki bu realiteye karşı kör ve sağır olmayı sürdürüyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı olarak alt yapısı mükemmel olan yaygın basının etkisiz eleman olmalarına bir mana veremiyor. Aynı yanılgı, yerel siyasetçi ve bürokratları içinde geçerli. Oysa, Anadolu basını bulunduğu şehirlerde halkın içinde olan insanlardır. Yaşadığı şehrin hassasiyet ve dengelerini çok iyi bilirler. Dolayısıyla yazılarını ve haberlerini bu hassasiyete azami dikkat ederek yayıncılık yaparlar. Türkiye Gazeteciler Federasyonunun özellikle son iki yıldır bas bas bağırdığı konu tam da budur. TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca’nın Anadolu basınıyla ilgili yaptığı açıklamalar, bakan, iletişim başkanı, partilerin genel başkan ve ilgili isimlerine verdiği raporlarda önemli tespit ve öneriler vardı.

Bunların hiçbirisi dikkate alınmadı. Şimdi anlıyoruz ki, TGF’nin bu raporlama ve bilgilendirme dosyaları hiçbir zaman cumhurbaşksnımıza ulaştırılmamış. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sitem dolu konuşmasından ve özeleştirisinden çıkardığım sonuç budur.

 

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: