Köşe Yazıları

Hazreti İsa’nın doğum tarihi ne zamandır?


Bu akşam yılbaşını idrak edeceğiz. Yanlış bilgiler doğrultusunda, 1 Ocak tarihini milat kabul edip, Hazreti İsa’nın doğum tarihi olarak algılayanlar, iki yanılgı içerisindedir. Kur’anı Kerim’de, Hazreti İsa ile birlikte 24 peygamberin kıssaları bulunmaktadır. Yine, İslam akidesine göre, bütün peygamberleri kabul edip, imanın şartı içerisinde kabul edilir.

Yılbaşı Hazreti İsa’ya nispet edildiği halde, Müslümanlar böylesine bir peygamberin doğum gününe niye karşı olsunlar? Ancak, İslam ulemaları mevzunun böyle olmadığını biliyorlar. Çünkü, Hristiyan dünyasında Hazreti İsa’nın doğum tarihi kabulü 24-25 Aralık gecesidir. Papa Gregorius’un tertiplediği Gregoryen takvimine itibar eden Katolik, Protestan, Süryânî ve Rumlara göredir. Rus, Balkan ve Ermeni kiliseleri Noel’i 6-7 Ocak gecesi kutlar. Çünkü onlar Julius Caesar’a ait Julyen takvimini kullanır. İki takvim arasında 13 gün fark vardır. Kutlamalar 24 gün (Ermenilerde 50 gün) evvel başlar. Bu günlerde perhiz yapılır.

Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, konuya ilişkin yayınladığı bilimsel bir makalede, mevzuyu enine boyuna mercek altına almıştır. Prof. Ekinci, söz konusu makalesinde şu tespitlere yer veriyor:
“Roma imparatoru Konstantin zamanında 25 Aralık Hazreti İsa’nın doğumu olarak kutlanıldı. 354 senesinde Roma piskoposu Liberius’un kararıyla bu kutlama resmiyet kazandı. Böylece eski bir pagan âdeti daha, “İsa bizim güneşimizdir” sloganıyla Hıristiyanlaştırılmış oldu. Üstelik insanların ekserisinin çiftçi veya balıkçı olduğu düşünülürse, Noel’in kışın kutlanması daha mantıklıdır.

Hazreti İsa’ya benzer bir zâttan ilk bahseden Tacitus’tur (MS 55-120). 1947 yılında Ürdün’de Ölü Deniz kıyısındaki Kumran mağarasında ele geçen İbrânîce vesikaların Mukaddes Kitap metinleri olduğu ortaya çıktı ve bu vesikalardaki tarih ve tariflere göre Hazreti İsa’ya çok benzeyen bir şahsın, milattan bir buçuk asır kadar önce yaşamış olduğu görüldü. Kudüs Süryanî Patriği’nin eline geçen ve muhtevası titizlikle saklanan bu vesikaları, İsrailliler uzun mücadeleden sonra satın aldılar ve yakın bir zaman önce Kudüs Müzesi’ne koydular.

Hazret-i İsa ile Hazreti Muhammed arasındaki zamanı farklı verirler. Selman, İbni Abbas, Mukatil, Katâde ve İbni İshak’dan 600; Muammer, Kelbî ve Mücâhid’den 540; Dahhâk’tan 440 yıl rivayetleri vardır. Bazı tarihlerde Hazreti İsa’nın Büyük İskender’in Darius’u yenmesinden 65 sene sonra dünyaya geldiği yazmaktadır. Bu harb ME. 334 senesindedir. Mevâhib-i Ledünniyye kitabında der ki: İbni Asâkir’in, Şa’bî’den haber verdiğine göre, Hazreti İsa ile Hazreti Muhammed arasında, 963 sene fark vardır. İmam Gazâlî, iki peygamber arasındaki zamanın bin seneden az olmadığını söyler. Çünki hadîs-i şerife göre, her ulü’l-azm peygamberin arası bin yıldır.”

Yukarda alıntıladığım bilgiler, aslında bir gerçeğin de ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Hazreti Muhammed Aleyhisselam dışında hiçbir peygamberin tarihsel bir varlığı kayıt altında değildir. Yani ne zaman doğmuş, ne yapmış, nerelere gitmiş? Hatta, Hazreti Nebi ile ilgili olarak dahi doğum tarihinde 3 farklı görüş bulunmaktadır. Kimine göre 569, kimine göre 570, kimine göre ise ki, en yaygın ve kabul gören görüşte budur, Hazreti Muhammed Aleyhisselam 571 yılında doğmuştur.

Mezopotamya bölgesinde yaşamış olan Hazreti İbrahim, Mısır’da yaşamış Hazreti Musa, Filistin Bölgesinde yaşamış Hazreti İsa, Ninova’da yaşamış Hazreti Yunus ile ilgili tarihsel veri ve bilgilere net olarak sahip değiliz. Ama Hazreti Nebiyle ilgili, tarihsel veri ve kayıtlar günümüze kadar gelmiştir.

Eğer mesele, Hazreti İsa’nın doğum gününü kutlamaksa, bunun İslam kaidelerine göre bir beis yoktur. Menkıbe, kıssa ve mucizelerini Kur’anı Kerim’de okuduğumuz, Cenab-ı Allah’ın övgüyle bahsettiği Hazreti İsa’nın doğum gününü kutlamanın ne sakıncası olabilir ki?

Fakat, İslam Uleması yılbaşı yortusunun tehlikesini başka bir veçhede tespit etmiş, o sebeple papa, papaz, rahip ve keşişlerin ortak projesi olarak dayattıkları bu kutlamanın Hazreti İsa ile bir alakası olmadığı anlaşılmıştır.

Hazreti İsa/Mesih gibi, bütün peygamberleri kabul ettiğimize dair “İmanın Şartları” arasında peygamberlere iman umdesini sayarken, Hazreti İsa’nın doğum gününe düşmanlık yapmak elbette doğru değildir. Hristiyanların kendi yazdıkları tarih ve havarilerden günümüze kadar gelen hadislere göre, Hazreti İsa’nın doğum tarihi 1 Ocak, yani yılbaşı değildir.

Erken dönem İslam’da, bu tür kutlama ve kandil geceleri olmamasına rağmen, “Kutlu Doğum Haftası” başta olmak bir çok kandil geceleri, sünni kesimin ekseriyetinde yad edilmektedir. Bu bir dini ritüel değildir. Kimi İslam uleması kandil gecelerini bid’at olarak değerlendirirken, kimi ulemalar da kültürel bir zenginlik olarak kabul etmiştir.

Sonuç olarak, yılbaşını kutlamakla ne Hristiyan oluruz, nede dinden çıkarız. Hıdırellez gibi, bir yılın bitişi, yeni bir yılın başlangıcı olarak bir kabulümüz olduğu takdirde sorun yok. Ama, ihtiyat olarak, “Hristiyanlara benzememek” adına kutlamayanlar da, doğru bir niyet üzerinde olurlar.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: